MEZARLIKTA OYNANAN TİYATRO !
Perde daha çok öncesinde açılıyor ama biz bir son perdeye bakalım. Hemen hemen hepimiz bir yakınımızı veyahut bir tanıdığımızı kaybetmiş ve bu vesile ile son görev olarak bir cenazenin defnine şahit olmuş ve mezarlıkta bulunmuşuzdur. Mezar önceden kazılmış, hazır edilmiştir. Cenaze tabutla birlikte getirilerek mezara konulur, kapak tahtaları veya beton bloklar kapatıldıktan sonra cemaat tarafından üzeri toprakla örtülür. Bu işlem sonunda orada hazır bulunan Hoca Efendiler tarafından Kuran’dan birer sure okunur, dualar edilir, ölünün yakınlarına taziyede bulunularak Kabristandan çıkılır.
Buraya kadar tamam, her ne kadar hoca efendilerin ne dediklerini bilmesekte, anlamasakta iyi bir şeyler söylemiştir diyerek fatihamızı okur, amin der gideriz. Orda sadece gömülmüş cenaze ile hoca efendi baş başa kalır ve ölüye telkinde bulunur. Hocanın ne dediğini hiç merak ettiniz mi? Hocaya göre ölü sizi duyuyordur ve birazdan sorgu melekleri gelecek ve ifadesini alacaktır. Münker ve nekir adlı bu iki sorgu meleği ne soracağını önceden bilen hoca efendi ölüye kopya verir ve onu sorguya çekecek meleklere hazırlar. Kabirdeki ölüye
hitâben: Ya falan; Yebne fülane! (Ya Osman! Ya Zeyneb'in oğlu gibi) diye üç kez seslenir. Ölünün ve anasının adlarını bilmezse: Yâ Abdellah; Yebne Havva! denilir. Yani biliniyorsa annesinin ismiyle, bilinmiyorsa ilk anne havvanın ismiyle seslenir. Bunun annesine bir hakaret olduğunu da akletmez, yani ey ölü babanın adını saymıyorum, ola ki baban başkası da olabilir anlamına geldiğini de akıl etmez. Sen hatırla ki, Allah'ın Rab olduğuna, dinin İslâm oluşuna, Muhammed Aleyhissalatü vesselamın peygamber olduğuna, Kur'ân'ın imam, Kabe'nin kıble ve mü'minlerin kardeş olduğuna razı bulunmuş idin. Üç kez de şöyle seslenilir: "Ey Abdullah; De ki: Allah' dan başka ilâh yoktur. De ki, Rabbim Allah'dır. Dinim İslâm'dır. Peygamberim
Muhammed Aleyhisselâm'dır. Ya Rabbi! Bu ölüyü yalnız bırakma. Sen varislerin en hayırlısısın, uzamasın diye arapçasını saymıyorum, daha cennet cehennem kıyamet vs saydığı birçok şey daha var. İşte sorguda şaşırmasın diye hocanın söylediği arapçayı önce ölü olduğu için, sonrada ölen zat zaten arapça bilmediği için bunu nasıl anlayacak hocaya kimse sormamış herhalde ama arapçaya bir hikmeti vardır değil mi! Hoca adam sağken resulun kul oldugunu çokca unutuyor ve insan üstünlüklerinden bahsediyordu. Kitabın Kuran diyor, oysa sağlığında Kur'an yetmez, şunlarda lazım diyordu. Dinin islam diyor, sağken şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır diye tarikatlara gönderiyordu. Müminler kardeştir diyor, sağken adama şia kafir, vahabi zındık, ehli sünnet haktır diyordu. Adam sağkken öğretilenlerden değil şimdi. Mezar başında öğretilenlerden hesaba çekileceğini öğrendi ama heyecandan şaşırıp bir söylebilse, birazdan gelecek sorgu melekleri bilirse kabir güllük gülistanlık bilmezse vay haline, ilk topuz tepesine inecek. Tiyatro böylece sona eriyor... Şimdi (mi) (teslim oldun, öyle mi?) Ve sen, daha önce asi olmuştun. Ve sen, fesat çıkaranlardan idin (yunus/91)
ALLAH bu kopyayı kabul eder mi dersiniz!!!
Ramazan Tevhid
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen yorumlarınız küfür hakaret içermesin. Kendi görüş ve düşüncelerinizi ekleyebilirsiniz.