MAKSAT DİN KAYGISI VE
HAKİKATLERİN ORTAYA ÇIKARTILMASI İSE; insanların bu amaçla düşüncelerini
ifade etmesi ve yazmasının
sansüre tabi tutulması asla kabul edilemez.! O Allah ki… bir başkasının
etkisi ve zoru ile yapılan ibadetlere itibar etmeyeceğini bildirmiş, her hangi bir
etki ve baskı ile kulun özgür ifadesine, fiillerine dokunulmasını
istemeyip özgür bırakmışken, bir kulun
yada bir zümrenin kendi doğrusu istikametinde
olmayanları bir şekilde susturulmaya çalışması, susturulması için her türlü
kişiliğin yok edilmesi, zulüm iftira, hakaret etmesi yada bu yönde gayret
göstermesi ne insanidir ne de İslamidir.
Zaten insani olmayan hiçbir şeyde İslami değildir.
Din algısı ile, İslam toplumu
içine yerleştirilmiş urları, şirk
unsurlarını temizlemeye yönelik bir çalışmanın ifadeleri olarak yazılan yazıların,
geleneği din edinmiş insanlara ters gelmesi gayet doğaldır. Nedenine
gelince; ben 62 yaşında bir eğitimciyim.
Çocukluğumla birlikte 40 yıl geleneği din diye okudum ve yaşamaya çalıştım!
Dini hikaye, masal, destan fıkıh ve vaaz kitaplarından oluşan din algısı ile doldurduğum Yüce Kitabıma olan
ihanetimi fark etmem çok uzun sürdü! İçindeki şirk unsurlarını, çelişkiler,
uydurma savsatalar kafama takıldıkça, bunlar benim anlayamayacağım, fakat
içinde hikmet barındıran hususlar zannı ile yıllarca kendimi avuttum
avutturuldum! Oysa, Allah bize anlamayacağımız bir dini gönderir mi idi!..? Kafama yatmayan konuları okumamız
yasaklanmış sıra dışı kitaplarda da
gördükçe yol göstericilerimizin, “Tarih
boyunca o kadar büyük alimler, evliyalar gelmiş geçmiş onların sorun görmediği
şeylerin, bir kısım reformistlerce
dillendirilmesine itibar edilmez!” Propagandaları ile ipnotizma edilip
uyutulduğumuzu acı ile ifade ediyorum!!! Bu süreç hep böyle sürdürüldü!!!
Kuran’ın
anlam ve maksadı ile tanışmamın ardından
tüm inançlarımı vahiy ışığında akıl süzgeci ile sorgulama ve test etme
ihtiyacı ile karşı karşıya kaldım. Araştırmaya
baştan başladım. Geçmişte ne oldu? Dine neler ilave edilip çıkartıldı.? Bunlar hangi maksatla, kimler
vasıtası ile yapıldı.! Gördüğüm manzara dehşet verici idi! Yalanan talanın,
rüşvetin, suistimalin, şirkin başlangıcı yeni değildi! Aslında bütün bunlar
zaten baştan beri yazılıp çizilmişti. Sadece bizlerin görmememiz istenmiş!.
Yanlışa yönlen dirilmiştik! Yeni olan,
onların varislerinin onlardan daha acımasız çamur olduğu idi!!!
SONUÇTA GÖRDÜĞÜM ŞU Kİ; Her insan
imtihana tabii olduğuna göre sorumluluk sahibidir. doğruyu da yanlışı da yapabilir. Yanılabilir!.. Resuller bile
sadece kendi görev kapsamı içinde korunmuşken, kimsenin masum olmayacağını,
uçtu kaçtıların insandan kurtarıcıların yalan olduğunu anladım. Nitekim bu gün geriye dönüp baktığımızda
büyük alim saydığımız kişilerin nerdeyse tamamına yakını önceden doğru bildiği
bilgilerinin zamanla yanlışlığını görüp yanlışlarından bir şekilde kurtulmanın yollarını bulmaya çalıştığını
görüyoruz. Bunların en bariz örnekleri İmam Şafi ve Ahmet Bin Hanbel’ dir. Bu kişilerin sonradan caydıkları görüşleri ile yeni
görüşleri arasındaki çelişkileri görmezden gelip, her ikisini de doğru kabul
etmenin tevillerini üreten anlayışlara, hikmet gözü ile bakmamız, daha sonradan
da değişebilecek görüşleri Kuran
ayarında görmemiz, ne hüsran ve ne büyük bir tezattır.
İslam kul’lar tarafından
oluşturulan paket program değildir. Bu
güne kadar çeşitli ekoller kendi itikat anlayışlarını bir paket haline getirip
taraftarlarına din diye sunmuşlardır!. Bir biri
ve kuran ile uyuşmayan bu programlar sayesinde Müslümanlar
kutuplaşmış, tefrikaya düşmüş, bir
birlerini katleder hale gelmişlerdir.
Allah ı bırakıp, evliya, büyük alim, gavs, kutup, Allah dostu, gibi kutsallar üretip onları
masum ve her şeyi doğru anlıyor, kılarak tapınma noktasına getiren arızalı
anlayışlar, Müslümanları bu körlüğü
getirmiş durumdadır. Eğer kutsanan kişilerin söyledikleri doğru olmuş
olsaydı! inançta bu kadar tefrika
çelişki olmaz, bunlar bir birlerini küfürle itham etmez, insanları kendilerine
değil Allah’a Kuran’a çağırırlar, toplumda cemaat kardeşliği değil din
kardeşliği hakim olurdu!!!! Allah’ın
doğruları ile bunların paket içindeki
doğrular büyük oranda bir birleri ile örtüşmediği gibi, saygı duyduğumuz alimlerin hiç birinin görüşleri bir diğeri
ile bire bir aynı değildir. mezhepler arası
icma adı ile oluşturulan ifade
tamamen yalandır. Zira birin haram dediğine diğeri helal
diyebilmişlerdir. Şartlardan dolayı
belki baştan iyi niyet çerçevesinde
oluşturulan paketler, her ekolün alimlerince geliştirilip ilaveler yapılmış,
daha sonrakiler bütün uydurmalarla
birlikte uydurulmuş inançları uyutmak amaçlı hap haline getirip tabletleri bizlere yutturmuşlardır!!!
Kuran kendisi için "Açık ve
açıklayıcı, onda her şey tamam, sadece bundan sorumlu olacaksınız, başkalarına
kul köle olmayasınız diye O’nu Allah size açıklamıştır. Resulün örnekliğinde
İslam’ı anlayıp yaşarsanız mutlu ve sağlıklı toplum olursunuz" demesine
rağmen, haşa Allah ı yalan çıkartıp bu
kitap anlaşılmaz, anlaşılır olması içinde Allah resulü adına sözler uydurup, bu
kitabı, “ Allah peygamber aracılığı ile açıklamıştır”! iftirası ile kendi anlayışlarını kitaba yedirenlerin, beş yüz ayeti bile kendine yeterli delil
bulmayanların, falanca çökerse din çöker borazancılarının, rivayetlerin namusunu kurtarmak için vahyin
itibarını düşürmeye çalışanların, deve sidiğini doktora gitmeye
yeğleyenlerin!, gerici, bağnaz,
kendinden olmayana yaşama hakkı tanımayan, din taciri, sömürücülerinin, hakikati ifade edenlere karşı acımasızca saldırılarının acaba maksadı
nedir!!?
Bu batıla tepki olarak çıkan peygamber siz bir
din tasavvur edip, Kuran’ı sözlük/lügat üzerinden anlamlandırıp, ibadetsiz,
ruhsuz bir din oluşturmaya kalkanlara
yandaş olanlar!!! Düşünmezler mi ki Kuran
hayat kitabıdır. Peygamber O kitabı hayat haline getirmiş numunedir.
O’nun vahyin ışığındaki örnekliğini nasıl görmezsiniz?!! Bu hale
düşmemizin en büyük sebebi onu insanlıktan çıkartıp melekleştirmekti! Ya siz ne
yapıyorsunuz?! O’nu hayattan siliyor yok ediyorsunuz! Farkınızı nasıl anlayacağız?
Bu hale neden, niçin
düştüğümüzü akıl etmeyenler görmeyenler,
görmek istemeyenler, görüp te menfaatim elimden gidecek diye susanlar,
emeksiz beleşten kolayca cenneti bulduk diyenler, yada korktuğu için sesini çıkartamayanlar!!!
Pasif kendine iyiler vay
halimize!!! Vay halimize!!!! Bu sorumluluk hepimize!!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen yorumlarınız küfür hakaret içermesin. Kendi görüş ve düşüncelerinizi ekleyebilirsiniz.