10 Aralık 2018 Pazartesi

MAKSAT KAVGAMI, ALLAH RIZASI M? BU HAKİKATLER NASIL GÖRÜLMEZ?!!



MAKSAT DİN KAYGISI VE HAKİKATLERİN ORTAYA ÇIKARTILMASI İSE; insanların bu amaçla  düşüncelerini  ifade etmesi ve yazmasının  sansüre tabi tutulması asla kabul edilemez.! O Allah ki… bir başkasının etkisi ve zoru ile yapılan ibadetlere itibar etmeyeceğini bildirmiş,  her hangi bir  etki ve baskı ile kulun özgür ifadesine, fiillerine dokunulmasını istemeyip özgür bırakmışken,  bir kulun yada bir zümrenin  kendi doğrusu istikametinde olmayanları bir şekilde susturulmaya çalışması, susturulması için her türlü kişiliğin yok edilmesi, zulüm iftira, hakaret etmesi yada bu yönde gayret göstermesi ne insanidir ne de İslamidir.  Zaten insani olmayan hiçbir şeyde İslami değildir. 
Din algısı ile, İslam toplumu içine yerleştirilmiş urları,  şirk unsurlarını temizlemeye yönelik bir çalışmanın ifadeleri olarak yazılan  yazıların,  geleneği din edinmiş insanlara ters gelmesi gayet doğaldır. Nedenine gelince;  ben 62 yaşında bir eğitimciyim. Çocukluğumla birlikte 40 yıl geleneği din diye okudum ve yaşamaya çalıştım! Dini hikaye, masal, destan fıkıh ve vaaz kitaplarından oluşan  din algısı ile doldurduğum Yüce Kitabıma olan ihanetimi fark etmem çok uzun sürdü! İçindeki şirk unsurlarını, çelişkiler, uydurma savsatalar kafama takıldıkça, bunlar benim anlayamayacağım, fakat içinde hikmet barındıran hususlar zannı ile yıllarca kendimi avuttum avutturuldum! Oysa, Allah bize anlamayacağımız bir dini gönderir mi idi!..?   Kafama yatmayan konuları okumamız yasaklanmış sıra dışı kitaplarda  da gördükçe  yol göstericilerimizin, “Tarih boyunca o kadar büyük alimler, evliyalar gelmiş geçmiş onların sorun görmediği şeylerin, bir kısım  reformistlerce dillendirilmesine itibar edilmez!” Propagandaları ile ipnotizma edilip uyutulduğumuzu acı ile ifade ediyorum!!! Bu süreç hep böyle sürdürüldü!!!
 Kuran’ın  anlam ve maksadı ile tanışmamın ardından  tüm inançlarımı  vahiy ışığında  akıl süzgeci ile sorgulama ve test etme ihtiyacı ile karşı karşıya kaldım. Araştırmaya  baştan başladım. Geçmişte ne oldu? Dine neler ilave edilip  çıkartıldı.? Bunlar hangi maksatla, kimler vasıtası ile yapıldı.! Gördüğüm manzara dehşet verici idi! Yalanan talanın, rüşvetin, suistimalin, şirkin başlangıcı yeni değildi! Aslında bütün bunlar zaten baştan beri yazılıp çizilmişti. Sadece bizlerin görmememiz istenmiş!. Yanlışa yönlen dirilmiştik!    Yeni olan, onların varislerinin onlardan daha acımasız çamur  olduğu idi!!!
SONUÇTA GÖRDÜĞÜM ŞU Kİ; Her insan imtihana tabii olduğuna göre sorumluluk sahibidir. doğruyu da yanlışı da  yapabilir. Yanılabilir!.. Resuller bile sadece kendi görev kapsamı içinde korunmuşken, kimsenin masum olmayacağını, uçtu kaçtıların insandan kurtarıcıların yalan olduğunu anladım.  Nitekim bu gün geriye dönüp baktığımızda büyük alim saydığımız kişilerin nerdeyse tamamına yakını önceden doğru bildiği bilgilerinin zamanla yanlışlığını görüp yanlışlarından bir şekilde  kurtulmanın yollarını bulmaya çalıştığını görüyoruz. Bunların en bariz örnekleri İmam Şafi ve Ahmet Bin  Hanbel’ dir. Bu kişilerin  sonradan caydıkları görüşleri ile yeni görüşleri arasındaki çelişkileri görmezden gelip, her ikisini de doğru kabul etmenin tevillerini üreten anlayışlara, hikmet gözü ile bakmamız, daha sonradan da değişebilecek görüşleri  Kuran ayarında görmemiz, ne hüsran ve ne büyük bir tezattır.
İslam kul’lar tarafından oluşturulan paket  program değildir. Bu güne kadar çeşitli ekoller kendi itikat anlayışlarını bir paket haline getirip taraftarlarına din diye sunmuşlardır!. Bir biri  ve  kuran ile uyuşmayan  bu programlar sayesinde Müslümanlar kutuplaşmış,  tefrikaya düşmüş, bir birlerini katleder hale gelmişlerdir.  Allah ı bırakıp, evliya, büyük alim, gavs, kutup,  Allah dostu, gibi kutsallar üretip onları masum ve her şeyi doğru anlıyor, kılarak tapınma noktasına getiren arızalı anlayışlar,  Müslümanları bu körlüğü getirmiş durumdadır. Eğer kutsanan kişilerin söyledikleri doğru olmuş olsaydı!  inançta bu kadar tefrika çelişki olmaz, bunlar bir birlerini küfürle itham etmez, insanları kendilerine değil Allah’a Kuran’a çağırırlar, toplumda cemaat kardeşliği değil din kardeşliği hakim olurdu!!!!  Allah’ın doğruları ile bunların paket  içindeki doğrular büyük oranda bir birleri ile örtüşmediği gibi,  saygı duyduğumuz  alimlerin hiç birinin görüşleri bir diğeri ile bire bir aynı değildir. mezhepler arası  icma adı ile oluşturulan ifade  tamamen yalandır. Zira birin haram dediğine diğeri helal diyebilmişlerdir.  Şartlardan dolayı belki baştan  iyi niyet çerçevesinde oluşturulan paketler, her ekolün alimlerince geliştirilip ilaveler yapılmış, daha sonrakiler  bütün uydurmalarla birlikte uydurulmuş inançları uyutmak amaçlı hap haline getirip  tabletleri bizlere yutturmuşlardır!!!
Kuran kendisi için "Açık ve açıklayıcı, onda her şey tamam, sadece bundan sorumlu olacaksınız, başkalarına kul köle olmayasınız diye O’nu Allah size açıklamıştır. Resulün örnekliğinde İslam’ı anlayıp yaşarsanız mutlu ve sağlıklı toplum olursunuz" demesine rağmen, haşa Allah ı  yalan çıkartıp bu kitap anlaşılmaz, anlaşılır olması içinde Allah resulü adına sözler uydurup, bu kitabı, “ Allah peygamber aracılığı ile açıklamıştır”!  iftirası ile kendi  anlayışlarını kitaba yedirenlerin,  beş yüz ayeti bile kendine yeterli delil bulmayanların, falanca çökerse din çöker borazancılarının,  rivayetlerin namusunu kurtarmak için vahyin itibarını düşürmeye çalışanların, deve sidiğini doktora gitmeye yeğleyenlerin!,  gerici, bağnaz, kendinden olmayana yaşama hakkı tanımayan, din taciri, sömürücülerinin,  hakikati ifade edenlere karşı  acımasızca saldırılarının acaba maksadı nedir!!?
 Bu batıla tepki olarak çıkan peygamber siz bir din tasavvur edip, Kuran’ı sözlük/lügat üzerinden anlamlandırıp, ibadetsiz, ruhsuz bir din oluşturmaya  kalkanlara yandaş olanlar!!! Düşünmezler mi ki Kuran  hayat kitabıdır. Peygamber O kitabı hayat haline getirmiş  numunedir.  O’nun vahyin ışığındaki örnekliğini nasıl görmezsiniz?!! Bu hale düşmemizin en büyük sebebi onu insanlıktan çıkartıp melekleştirmekti! Ya siz ne yapıyorsunuz?! O’nu hayattan siliyor yok ediyorsunuz!  Farkınızı nasıl anlayacağız?
Bu hale  neden, niçin  düştüğümüzü akıl etmeyenler görmeyenler,  görmek istemeyenler, görüp te menfaatim elimden gidecek diye susanlar, emeksiz beleşten kolayca cenneti bulduk diyenler, yada korktuğu için sesini çıkartamayanlar!!! Pasif  kendine iyiler  vay halimize!!! Vay halimize!!!! Bu sorumluluk hepimize!!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen yorumlarınız küfür hakaret içermesin. Kendi görüş ve düşüncelerinizi ekleyebilirsiniz.

KURAN VE NEBEVİ SÜNNET: BUGÜNKÜ HALİMİZİ BEN BÖYLE OKUYORUM! YA SİZ!!!?

KURAN VE NEBEVİ SÜNNET: BUGÜNKÜ HALİMİZİ BEN BÖYLE OKUYORUM! YA SİZ!!!? : MAKSAT DİN KAYGISI VE HAKİKATLERİN ORTAYA ÇIKARTILMASI İSE ; insa...