3 Aralık 2018 Pazartesi

ÜMMETİN İHTİLAFI RAHMET MİDİR ? DEĞİL MİDİR.?

ÜMMETİN İHTİLAFI RAHMET MİDİR ? DEĞİLMİDİR.

 Bilindiği gibi zamanımızda inananların içerisine dalıp ta boğulmakta oldukları en çirkin musibet ve belalardan birisi de ; dinleri hususunda ihtilafa düşmeleridir. Hepinizin de yakinen şahit olduğu gibi bu hastalığın girmediği hiç bir yer kalma-mıştır. Nereye varsanız, kime gitseniz, kiminle dini konularda azda olsa hasbihal etseniz aynı dert, aynı hastalık göze çarpmaktadır.
İşin acı tarafı ise, bu  ihtilafların  islama  mal edilmesi, Ondanmış gibi gösterilmesi ve Ondan-mış gibi bu çirkin icra atlara sıkı sıkıya sahip çıkılmasıdır.
İçerisine düşüp te kurtulamadıkları bu keşmekeşliğin ve çarpıklığın adını “ RAHMET ” olarak telakki edip ihtilafı kabul edenler, bunun ümmet için bir kolaylık ve bir genişlik olduğunu sünnet taraftarlarına karşı sürekli şu uyduruk sözlerle isbat etmeye zorlanmışlardır…
اختلاف أمتي رحمة “ Ümmetimin ihtifafı rahmettir “
Değerli Müslümanlar ! unutmayın ki , dinini yaşamaya gayret gösteren basiretli her fert nazarında bu söz, o insanın dini ile taban tabana çelişkili bir söz olduğu gayet açıktır. Çünkü onun dinini vazeden Allah’u Azze ve Celle, kitabının bir çok yerinde ihtilafı şiddetle menetmektedir.
 Bu deliller o kadar meşhur ve yine o kadar da dillerde dolaşır ki inanın bunların hepsini burada zikretmeye kalkacak olsak bir hayli zamanımızı alacaktır…. Ancak örnek olması bakımından birkaçını zikretmekte faide vardır.
 وَلاَ تَكُونُواْ كَالَّذِينَ تَفَرَّقُواْ وَاخْتَلَفُواْ مِن بَعْدِ مَا جَاءهُمُ الْبَيِّنَاتُ وَأُوْلَـئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ عَظِيمٌ
 “ Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ihtilafa düşenler gibi olmayın. İşte böyleleri için büyük bir azab vardır. ”
 ALİ İMRAN 105
 إِنَّ الَّذِينَ فَرَّقُواْ دِينَهُمْ وَكَانُواْ شِيَعاً لَّسْتَ مِنْهُمْ فِي شَيْءٍ إِنَّمَا أَمْرُهُمْ إِلَى اللّهِ ثُمَّ يُنَبِّئُهُم بِمَا كَانُواْ يَفْعَلُونَ
 “ Ey Muhammed fırka fırka olup ta dinlerini parçalayanlarla senin hiç bir ilişkin olamaz. Onların işi Allah’a kalmıştır.Yaptıklarını onlara sonra bildirecektir.”
 EN’AM : 159
 وَلَوْ شَاء رَبُّكَ لَجَعَلَ النَّاسَ أُمَّةً وَاحِدَةً وَلاَ يَزَالُونَ مُخْتَلِفِينَ{ } إِلاَّ مَن رَّحِمَ رَبُّكَ وَلِذَلِكَ خَلَقَهُمْ وَتَمَّتْ كَلِمَةُ رَبِّكَ لأَمْلأنَّ جَهَنَّمَ مِنَ الْجِنَّةِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ
“ Rabbin dileseydi insanları bir tek ümmet yapardı Ama ihtilaf edip durmaktadırlar. Yalnız Rabbinin merhamet ettikleri bunun dışındadırlar. “
HUD 118.119
وَاعْتَصِمُواْ بِحَبْلِ اللّهِ جَمِيعاً وَلاَ تَفَرَّقُواْ
 “ Topluca Allah’ in ipine sarılın. Ayrılmayın “
ALİ İMRAN : 103
İşte zikri geçen bu Ayeti Kerimelerde görüdüğü gibi Allah’u Azze ve CeIle ihtilafı tepeden tırnağa kınamakta ve kendilerine merhamet ettiği insan-ların ise, ihtilaf içerisinde olmayanlar olduğunu bildirmektedir. Ayrıyeten bu delillerde ihtilaf edenlerin ancak kendilerine merhamet edilmeyen insanlar olduğu beyan edilmektedir.
 Durumun tehlikesinden bahseden Allah Resulü s.a.v ise şöyle buyurur :
 “... Şüphesiz ki sizden evvelki ümrnetler ihtilaf ettiler de, ihtilafları kendilerini helak…. “
BUHARİ : 11.C.5155.S
İkinci bir hadislerinde ise şöyle buyurur :
 “ Cemaata yapışın, cemaati iltizam edin. Fır-kalaşmadan ve ihtilaftan sakının. Şeytan tek kişiyle beraberdir, iki kişiden biraz daha uzaktır. “
 TİRMİZİ : 4 2254.N – EL- KENZ : 8.c. 207.S
 “ … Nu’man bin Beşir r.a dan. Resulullah s.a.v şöyle buyurdular : “ … Cemaat – yani birlik ve beraberlik – rahmet, bereket, ayrılık ise azabtır. “
AHMET : 4 / 278 – 17981.N – C.SAĞİR : 2.C.1825.N
 “ … Ebu Musa r.a dan. Resulullah s.a.v buyurdularki : “ … Birbirinizi seviniz, ihtilaf etmeyiniz. “
 BUHARİ : 6.C.2828.S
 Bu ve bununla eş manalı Ayet ve Hadisler bir hayli çoktur. Biz inşaallah bu zikredilen delillerle meselenin ehemmiyetini anlamışızdır.
 Değerli kardeşlerim ! Parçalanma, grulaşma ve ihtilaf denilen bu çirkin olay ne zaman dile getiriIse ve ne zaman söz konusu olsa, tabiki ilk önce akla gelen şey, Mezhebler…. Meşrepler…. Ve …. Tarikatlardır.
Cahil insanlar her ne kadar bu husustaki ihtilafların ümmet için bir genişlik veya kolaylık olduğunu iddia da etmiş olsalar, inanın İslama en büyük zarar veren, darbe vuran bu şekildeki gayri islami yapılanmalardır desek mubalağa etmiş olmayız.
 Bu çirkin karışıklığın ve keşmekeşliyin içerisine düşüpte çıkamayan, dolayısıyla bu hallerini meşrulaştırma gayreti içerisine giren birçok inananın ve özellikle de bir takım kağıt karalama alim ve hocalarının ağızlarından şu kelimeler eksik olmamaktadır :
 “…. Efendim Mezhepler, Meşrepler ve tarikatlar, müslümanlar için bir genişlikir …. bir kolaylıktır. Dileyen dilediği Mezhebe, Meşrebe veya tarikata müntesip olabilir. Çünkü bunların hepside haktır ve rah-mettir…. Allah Rasulü s.a.v öyle de yapmıştır böyle de....”
Tabiki bu sözler akli selim kimselerin söyleyeceği sözler değildir…Veya söylenmiş ise bu sözler ; ilimden yoksun vahye ters düşen sözlerdir.
 Çünkü birbirine zıt hak olmaz…. Her ne kadar bu ifadeler cahil toplum arasında nevşü nema bulan ve yaygın olan sözler de olsa bunlar islamla tezat sözlerdir ….
Hatta bu çarpık yapılanmalarının ve anlayışlarının geçerliliği için de imamları tezgahlarına malzeme olarak kullanmaktadırlar….. İnanın öyle zavallılar çıkmıştır ki, bu dört imamın beraberce kitaplarını hazırlayarak onları Resulullah sa.v’e imzalattırdıklarını bile söylemişlerdir. Pişmiş tavuğu bile güldürecek olan bu komik sözleri söyleyen insanlar, bari bu insanların ayrı ayrı tarihlerde yaşadığını en azından bilmiş olsalardı…
Körü kürüne din yaşayan bu cahil kesimin tezgahlarına malzeme olarak seçtikleri sözlerden bazıları yine şunlardır :
 “... Arkadaş, bu imamlar cahil insanlar mıydı. Ki, sizin anlattığınız bu şeyleri biz onlardan duymadık veya kitaplarında bunları okumadık… Bunları siz gördünüz ve okudunuz da onlar görmediler mi ? … “
Hatta va hatta sanki bu parçalanmışlıktan ve ihtilaflardan kurtulmamak için çırpınan kimselerin tavrını sergileyerek şu sözleri de öne sürerler :
 “ Kardeşim Hadislerin sahihi zayıfı denilen bir olay vardır…Muhkem ve müteşabih meselesi vardır… Hatta Nasih ve Mensuh meselesi de vardır…. “
Değerli Müslümanlar ! elbette ki bahsi edilen bu konular, İslami konulardır…. Yani hadislerin sahih ve gayri sahih konusu elbetteki vardır. Muhkem ve muteşebih konusu elbette ki  islamın en önemli konularından biridir… Ha keza Nasih ve Mensuh konusu da öyle… Ama ne yazık ki hak olan bu ifadelerle batıl kasdediliyor… Yani bu gibi şeyleri bahane ederek – bu çirkin ihtilafların içerisinde yüzenler - rahatlarını bozmak iste-miyorlar , nerede hata yapılıyor bunu araştırmak istemiyorlar…
Şuurlu ve basiretli bir müslümanın bu gibi bahanelerle Kitab ve Sünnet’in ortaya koyduğu açık ve seçik naslarını geri plana itmesi asla düşünülemez.
İnanan ve teslim olan bir müslümana düşen, Selefi salihinin temiz yolunu takip etmesi ve Allah Resulü s.a.v’in sahih hadislerine güzel bir şekilde teslim olup onları uygulamasıdır.
 Bu konuda hiç bir pahane ve tereddüte yer yoktur. Nasih mensuh meselesini - ki , bu olayı da anlasalar bari - Hadislerin sihhati konusunu ve Mezheb imamlarının içtihadlarını pahane ederek Resulullah s.a.v’ in tertemiz sünneti seniyesini geri pilana itmeye hiç kimsenin hakkı yoktur…. Bu şekildeki tavır ; unutmayınki kör taklitçiliğin ve koyu mezheb ve meşreb taasubunun taa kendisidir.
Kaldıki bu imamlar – Allah kendilerinden razı olsun - insanlara bizleri mutlaka taklit edin, sakın bizim görüşlerimizden ve ictihatlarımızdan ayrıl-mayın diye bir söz de zikretmemişlerdir. Aksine, her biri aynı noktaya çağıran, insanları sünneti seniyeye davet eden değerli ilim ehli insanlardı.
İşte, kendilerine Kitap ve Sünnet’ter deliller getirildiği halde onları görmemezlikten gelen veya çeşitli tevillerle onları geri plana itmeye çalışan bir çok zavallının ensesine bir şamar gibi inen bu imamların güzel sözleri :
 Gelin hep beraber okuyalım… Okuyalım bakalım ki, bu cahil insanların dediği gibi imamlar, insanları mezheb ve meşrepleremi davet etmişler,yoksa Kur’ana ve Sünnete mi …..
Okuyalım bakalım ki bu imamlar, Allah resulü s.a.v’den bir hadis geldiği zaman onu bırakın da bizlerin içtihadlarına tabi olun mu demişler.
 EBU HANİFE R.H :
1 - Hadis sahih ise işte benim mezhebim yani odur...
 2 - Nereden aldığımızı bilmedikçe hiç kimseye bizim görüşümüz ile amel etmesi helal değildir...
 3 - Allah’ın Kitabına Resulünün Sünnetine ters düşen bir söz söylediğim zaman benim görüşünü terkedin...
İbn abidin el - Haşiye 1.c.63
Fullani İkazul Himem 50. say.
İMAM MALİK R.H :
 1 - Beni bir beşerim hatada ederim isabet de.Sizler benim görüşlerime bakın, Allah’ın Kitabına Resulünün Sünnetine uyanı alın uymayanı da bırakın.
2 - Peygamberin dışında insanların sözleri alınır da reddedilir de.
İbnu Abdil Ber el-Cami : 2.91
İbn Hazm el-İhkam : 6. c .149
 İMAM ŞAFİİ R .H :
 1 - Bir kimse için Peygamber s.a.v den nakledilen bir sünnetin açıkça belirlenmesi halinde, onu bir başkasının sözünden dolayı terk etmenin helal olmadığı hususunda müslümanlar ittifak halindedirler..
 2 - Kitabımda Peygamber s.a.v’in sünnetine aykırı bir şey bulursanız Peygamber s.a,v’in sözünü alınız,benim sözümü terkediniz - diğer bir riva-yete ise - Sünnete uyunuz, başka birinin sözüne itibar etmeyiniz….
 3 - Had sahih ise benim mezhebim odur...
 4 – Peygamber s.a.v’den nakledilen her hadis benden duymamış bile olsanız o, benim görü-şümdür..
 İbn Ebi Hatim : 93.94.S - Fullani İkazul Himem : 147 S
 AHMED İBN HANBEL R.H :
1 - Beni taklit etme,malik’i,Şafii’yi,Evzai’yi ve Sevri’yi de taklit etme. Sende onların aldığı kaynaktan al....
 2 - Evzai ‘nin, Malik’ in, Ebu Hanife’nin sözlerinin hepsi şahsi bir görüşten ibaret olup bence hepsi eşittir.Delil ancak hadislerdir....
 İbn Abdir Berr : El-Cami : 2.I49 - İbn Kayyum el-İlam : 2.0.302

 Buraya kadar anlatılanlardan da anlaşıldığı gibi durumu,konumu,ilmi irfanı ne olursa olsun hiç bir kimsenin sözü, AIlah Resulü s.a.v’in sözüne - Dolaylı yönden de olsa - asla tercih edilemez…. Söyleyeni ve yapanı kim olursa olsun, Allah resulü’nün sözüne ve uygulamasına ters düşen bütün söz ve davranışlar batıldır…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen yorumlarınız küfür hakaret içermesin. Kendi görüş ve düşüncelerinizi ekleyebilirsiniz.

KURAN VE NEBEVİ SÜNNET: BUGÜNKÜ HALİMİZİ BEN BÖYLE OKUYORUM! YA SİZ!!!?

KURAN VE NEBEVİ SÜNNET: BUGÜNKÜ HALİMİZİ BEN BÖYLE OKUYORUM! YA SİZ!!!? : MAKSAT DİN KAYGISI VE HAKİKATLERİN ORTAYA ÇIKARTILMASI İSE ; insa...