24 Haziran 2016 Cuma

ALLAH İÇİN BİR ÇAĞRI DİLEYEN BİR KERE OKUR


EY MÜMİNLER;  HİÇBİRŞEY OLMAYAN BİRİNDEN SİZE BİR CAĞRI.
ALLAH RIZASI İÇİN,

SÖYLEYENİ HİÇ DÜŞNMEDEN SÖYLENENLERE BİR BAKARMISINIZ?

Kuranı okuyoruz anlamıyoruz. Birileri bize Kuran anlaşılmaz diyor, onlara itibar ediyoruz. Dini anlayanlardan öğreniyoruz. Her birimize farklı kanallardan din öğretildiği için, öğrendiklerimiz bir birini tutmuyor. Bu sefer seninki doğru, benimki doğru kavgasına giriyoruz.

Evet dostlar. Hakikat tek iken, bugün hakikatlerin sayısı binlerle ifade ediliyor. Hakikati bulma gayreti içinde olanlar imkanları ölçüsünde kendisine sempatik gelen, yaklaşımları mülayim olan her hangi bir gruba din öğrenmek için giriyor.  Fazla dini bilgisi olmadığı için onların sohbetleri, tavsiye ettikleri kitapları, usulleri, her bir şeyi ile kendisinin de doğrusu oluyor. Ona göre, dini en iyi anlayan “ Her yüz yılda gelen mürşit “ üstat ya da mehdilik makamında oturan  bağlı olduğu kişi!.. Orada bulunanlar buna inandırılıyor, Bulundukları yerde öyle gizemli şeyler söyleniyor ki; Orada olunması, Allah ın bir lütfu, ve nasip’li olunmasından!. Dışarda kalanların vay haline!

Farklı bir düşüncenin olacağı da anlatılıyor. Ancak onların sapık olduğu telkinleri ile yetiştiği için kendini tüm farklılıklara kapatıyor. Kısaca oranın militanı oluyor. Bal kavanozunun dışına bakanlar onun tadını bilmez demeye başlıyor! Zira kendisi artık içinden yalamaya başlamış! Yani, oranın körü körüne savunucusu.

Her grub ferdinin iddiası bu!.

Hakikati bulma adına kafasını yoranların bir kısmı da; İslam dünyasındaki örneklere bakıyor. Onlardaki cehalete, çelişkili söylem ve davranışlarına, görünümlerine bakıyor. Böyle din mi olur? Deyip dinden soğuyor kendi dünyasını yaşıyor.

Diğer bir kısım ise; Allah bana akıl vermişse, düşünmeyi emretmişse, düşünmez, araştırmaz doğruyu bulmaya çalışmazsam bunun bir sorumluluğu var. Deyip, bu karmaşa içinde doğruyu araştırıyor.  Küçük bir çaba ile bu çelişkilerin kaynağı dinden değil insandan kaynaklandığını anlıyor. Bu çelişkilerin din adına söylenen sözlere ve kitaplara yansıdığını da görüyor. Ve içinde çelişki barındırmayan kaynağa Kuran’a yöneliyor. Aynı zamanda gelenekten faydalanmayı da ihmal etmiyor. Zira İçinde yanlışların olduğu gibi Kuran’ın desteğini almış hakikatlerinde orada azımsanamayacak kadar çok olduğunun farkına varıyor.

Bunları nerden biliyorsunuz? Derseniz, kendimden biliyorum. Evet dostlar dinini öğrenmek isteyen bir kardeşiniz olarak ülkemizdeki meşhur tüm grupların içine girdim bal kavanozunu içinden yalayayım diye! Her birinin bir tarafında zehir gördüm. İfrat gördüm tefrit gördüm. Bazı gruplarda Allah ın artık yeryüzünde o grup şeyhinin suretinde insanlara göründüğünü öğrendim. Grup liderlerine rüya ile, ya da ilham la Hz Peygamberden stratejiler öğrettiğini duydum. Bazılarının yazdıkları kitabı Hz peygamberin dikte ettirdiğini söylediler. Hz. Peygamberin cemaat toplantılarına, olimpiyatlara, müdahil olduğunu söylediler. Ayakta boynu bükük, mahzun bir şekilde sohbet eden cemaat liderlerinin böyle duruş sergilemelerinin nedeni olarak Hz Peygamberin onun yanında olmasından kaynaklandığını ifade ederken bunu videoya çektirip taraftarlara dinletildiğine şahit olundu.   Bazı cemaat liderleri acık acık söylemese de kendisinin peygamber, mensupların bedir sahabesi olduğu imasını inancını verdiğini gördüm. Oradan ayrılmanın sonucu münafıkla eş değer tutuldu.  Bazı tarikatlarda olmanın, peşinen cennetlik olduğunu inandırdılar. Bazı üstatların son nefeste hırsız şeytandan imanı kurtaracağını fısıldadılar. 

Nasıl oluyor da rüyalarda gezen Hz peygamber, her bir şeyhe ayrı ayrı şekilde görünüp farklı öğretiler söylüyor?!.

Diğerlerinin gördüğü acaba şeytan mı..!? Oysa şeytan, peygamber suretinde rüyalara girmez deniyor. Kuran kendisi için “En doğruyu söyleyen Kuran” dır demesine rağmen Kuran’a farklı şeyler söyletiliyor

O hale getirdiler ki bu tacirler. İslam; içinden çıkılmaz bir labirent!..... çık çıkabilirsen!.....

Tertemiz beyinler safiyane duygular içinde nerelere savruluyor. ya da savrulmakta

Oysa, şeyhlere, masum imamlara değil de, Allah resulüne inen Kuran, onların bu konulardaki iddialarını bir bir yalanlıyor. O tür düşünceleri şirk sayıyordu.

Sonuç itibariyle; kişiler kime inanıyor, hangi gurup fikirlerinden besleniyorsa, Kuranı ve dini o grubun daha iyi anladığı hükmüne varıyor. Oradaki din onun dini oluyor. Tüm islam dünyasındaki gerçek böyle. Sadece karşımızdakini bilmeden onları tanımlamaya kalkıyoruz. Bizim gibi düşünmedikleri içinde onların sapkın olduğu kanaatini taşıyoruz. Kendimizde asla bir hata yanlış eğilme bükülme yok sanıyoruz. Acaba diye düşünmek bile aklımıza gelmiyor. Bizlerdeki akıl, ya nasipli olmak karşımızdakilerde yok mu acaba. Allah bu doğruları yalnız bize mi fısıldadı? Sonra doğru dediğimiz şey acaba Allah’a göre mi bize göre mi?

Ama herkes kendinde olanın Allah’ın doğrusu olduğunu iddia ediyor. Ya bizde yanlış varsa, ya herkeste bir parça doğru varsa.  Onlarda oldu diye o doğruları reddettirmişlerse,   bunun vebalinden kaçabilecek miyiz?.

Kırk beş yıldan beri bir fiil bi yolculuğun içindeyim. Size hikayemi değil, buralara nasıl geldik’i kendimden örnek vererek anlatmaya çalışmak.   Hadis düşmanı asla değilim. Sahih hadis ve sahih sünneti net bir şekilde anlama ve yaşamaya gayret ediyorum. Şia, mutezile kesinlikle değilim.  Zaten makalelerimde bunlarla ilgili gördüğüm yanlışlardan bahsettiğimde benim kimsenin borazancısı olmadığımı göreceksiniz. Mezhepliyim fakat mezhepçi değilim. Her hangi bir grup adına seslenmiyorum. Amacım ünlü olmak filan değil. Bir kitap yazayım onun alt yapısını oluştursun gibi bir gayretimin olmadığına Allah’ı şahit tutuyorum.  Ben kendimi sadece Müslüman olarak tanımlıyorum.  Lütfen peşin hükümlü olmayın. Kimseye çağırmıyorum. Yanız Kuran’a. Yorumlarınızı, sorularınız bekliyorum. Saygılar. Odabaşoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen yorumlarınız küfür hakaret içermesin. Kendi görüş ve düşüncelerinizi ekleyebilirsiniz.

KURAN VE NEBEVİ SÜNNET: BUGÜNKÜ HALİMİZİ BEN BÖYLE OKUYORUM! YA SİZ!!!?

KURAN VE NEBEVİ SÜNNET: BUGÜNKÜ HALİMİZİ BEN BÖYLE OKUYORUM! YA SİZ!!!? : MAKSAT DİN KAYGISI VE HAKİKATLERİN ORTAYA ÇIKARTILMASI İSE ; insa...